Merhaba Arkadaşlar;
Son 3 gündür İstanbul Taksimde #direngaziparkiharekatı başladı biliyorsunuz, gerçi medya üzerinden bunu bilmenize pek olanak yok ama 10bin’ler sokaklarda, bir kısım meclise yürüyor, sadece #direngaziparkinda değil Tüm Türkiye’de büyük bir aktivist hareket başladı. Peki neler oluyor, süreç nereye doğru gidiyor, amaç nedir ve amaca ulaşılabilecek midir? Gibi sorularının yanıtları için bu yazıyı hazırlıyorum. Öncelikle son 1 senedir böyle büyük bir hareket evet bekliyordum ve hatta çok önemli SATÜRN DÖNGÜSÜNDEN (yazının üstüne tıklayarak okuyabilirsiniz) ve bu sene gerçekleşen TUTULMANIN (yazının üstüne tıklayarak okuyabilirsiniz) büyük devrim niteliğinde olduğundan bahsetmiştim.Bir de unutmadan SATÜRN ARTIK AKREP burcunda, Türkiye'nin burcunda. Şimdi peki önümüzde ki süreçte neler var neler yok onlara bir göz atalım hep beraber…
Şekilde iç tarafta Türkiye’nin kendi doğum haritasını dış tarafta ise transit dediğimiz şu an ki gezegen pozisyonları yer almakte… (Gerçi yukarıda verdiğim linkleri okuyanlar ki lütfen okuyun! Yazının devamını tahmin edebilirler)
Öncelikle durum analizi yapalım, nasıl başladı nasıl gelişti!
Astrolojide kolektif gezegenler vardır, Uranüs, pluton,Neptün. Bu gezegenler kitleleri harekete geçirir, kitlesel olaylar yaratır hatta çağları değiştirir, etkileri bu denli büyüktür, astroloji sembolizminde bunlara jenerasyon gezegenleri de denir, çok ağır hareket ederler ve kolay kolay bu 3lü kendi aralarında etkileşime girmezler, girdikleri zaman bir şeyler değişmeye başlıyor demektir ama bu değişimin yanında kitlesel ölümleri de beraberinde getirirler. Peki size neden bunlardan bahsettim ?
Çünkü bu sene Uranüs ve Pluton etkileşimi hakim gökyüzünde, hatta şu an Uranüs 11 derecede plutonda 11 derecede, aynı açıya geldikleri anda en güçlü etkileşimdeler demektir…
Astroloji sembolizminde Uranüs, şoklarla ilgilidir, ani hesapsız birden gelişen olaylara işaret eder, hava muhalefeti ve uçak kazaları ile de ilişkilendirilir. İsyan, asilik, anarşi, özgürlük, sıra dışılık, marjinallik ögelerini barındırır içinde ve ben her zaman şunu söylerim Uranüs için “Beklenmeyeni bekle” uranüsün etkileşimi girdiği noktada büyük isyanlar, özgürlük duygusunun sertçe vurgulanması, radikal kararlar ve değişimler vardır… Şimdilik bu bilgi cebinizde dursun arkadaşlar…
Gelelim ikinci gezegen olan Pluton’a; pluton ise astroloji sembolizmi içinde; büyük değişim-dönüşüm, yıkım, kitlesel ölümler, dönem başlangıçları-dönem bitişleri ile sembolize edilir. Plutonun etkileşim içinde olduğu yerde sistem tamamen yok olur ve yeni bir düzen yeni sistem gelir, pluton acımasızdır, savaşlarla, silahlarla ama büyük silahlarla ilişkilendirilir.
Şimdi gökyüzünde bu iki gezegen etkileşim içindeler hemde aynı derecede! En güçlü halleri ile adeta vals yapıyorlar. Anlamlarını detaylı yazıdm, bu ikili bir araya geldiklerinde neler yapabileceklerini tahmin edebiliyorsunuzdur artık. Amma velakin Türkiye için neden bu kadar önemli bu konum onu açıklayalım…
Uranüs şu an Türkiye’nin 10.alanında ilerliyor, 10. Alan otıorite , iktidar, ülke içinde ki önemli kişileri, yönetimde söz sahibi insanlar, ünlü kişiler demektir. Uranüs’ün burada ilerlemesi öncelikle Türkiye’de iktidarın başına Türkiye’nin şimdiye kadar görmediği, farklı, değişik bir yönetici getirdi, sistemi, düşüncesi, kararları hep radikal bir kişiyi getirdi iktidara. Pluton ise Türkiye’nin 7. Alanında ilerliyor şu an, 7. Alan ise diplomatik olarak ilişkide olduğumuz kimseler, anlaşmalar yaptıklarımız ve düşmanlarımıza işaret eder. Burada ilerleyen pluton öncelikle bizim tüm diplomatik ilişkilerimizi yeniden şekillenmesine neden oldu, bazı ülkelerle köprüler yıkabilecek pozisyona soktu, şimdi ise bu ikili etkileşim içinde olduğundan, aslında Türkiye’yi zor bir duruma soktu, çünkü bu etkileşim sert bir etkileşim…
Peki, bunları anladık ama halk neden ayaklandı! Şöyle ki, gökyüzünde aslında çok özel bir açı kalıbı oluşmakta, T-Kare dediğimiz ve kurallara göre T-Kare açı kalıbında açının tepe noktası kurtuluş yeridir. Bu T-Kare ise (Çok teknik oldu biliyorum ama başka türlü ifade edemezdim kusura bakmayın okuyanlar) Türkiye’nin doğum anında ki pluton ile 7.alanda ilerleyen Pluton, 10. Alanda yer alan Uranüs’e ikisi birlikte sert etkileşimler gönderiyorlar. Yükselen taraf ve AY astrolojide HALK demektir arkadaşlar. Hem dış güçler hem halkın birbirinden bağımsız ve farkında olmadan korelasyon içinde eyleme geçme enerjisi yaratır. Tepe noktasında Uranüs olduğundan dolayı tüm tepkiler 10. Alana yöneltilmektedir. Kısacası iktidar ve otorite karşı. Bu açı kalıbı yaklaşık 1 sene kadar etkin olacak hatta 2014’ün bir kısmında da kendini hisettirecek. Şimdi olası senaryolar nelerdir ?
1) Madem ki tepe noktası olayın patlak vereceği nokta, demek ki otorite çok kısa zamanda büyük radikal değişimler söz konusu olduğunu söyleyebiliriz, yeni kararlar, uygulamalar.
2) Yalnız benim takıldığım bir noktada var ki, bu kadar ağır gezegenler etkileşim halinde ise sadece aktivist enerjiyi ortaya çıkarmaz, yukarıda da bahsettiğim gibi, işin içinde pluton olduğundan büyük ölüm haberlerini de gündeme getirebilir, çok fazla can yanabilirde.
3) Bu etkileşim Uranüs tepe noktasında olduğu için, özgürleşmek adına atılan büyük eylemsel adımlara da işaret etmektedir.
Kısacası neden böyle bir durum oldu kısmını anlayabilmişizdir. Amma velakin nasıl bu denli hızla büyüdü ağaç katliamına son veren bir grup birden koca bir çığa dönüştü. İşte burada yine benim bir parça kafam karışıyor, şöyle ki bu hareketin bu denli büyüdüğü anda gökyüzünde Neptün-Mars etkileşimi başladı, Neptün yayılma, soyut konular, manevi konular, milli duygular, kandırılma, aldatılma, aldanma, pasivize etme, kabuğa çekilme, gazlar ile ilişkilendirilir. Mars ise ikizler burcuna giriş yaptı (İkizler tüm iletişim sistemleri) ve tüm iletişim kanallarının uyuması, pasivize edilmesi, sunucuların kaldırılması, çökmesi pekte şaşırtıcı değil açıkçası. Fakat Mars ‘ın şöyle bir önemli özelliği var, Mars akrep burcunun yönetici gezegeni yani Türkiye’nin gösterges, Neptün ile yaptığı sert kontak önce MARS’ın o eril, savaşçı gücünü azaltabilme etkisi de yaratabilir, bu da ihtimaller arasında. Zaten Bu ikisi etkileşime girdiğinden beri GAZ bombaları ülkenin her yerinde, ama etkileşim sert olduğundan dolayı bombaların stoklarda çabuk tüketilmesine neden oldu sanırım. Neptün yayılma ile ilişkilendirilir dedik, MARS ise savaş, öfke,güç.. Burdan bu etkilerinde hızla yayılabileceğini söylemek hata olmaz. Amma velakin MARS-Neptün etkileşimi provakasyona da açık bir hale sokabilir, bu da gölge noktalardan bir tanesi…
Bir diğer önemli gösterge ise; şu an gökyüzünde hareket eden SATÜRN; Türkiye’nin güneş’inin tam üstünde! Güneş; ego, kimlik, iktidar, yönetici ve ünlü kişiler demek. Satürn ise astrolojinin eli sopalı, disiplin getiren elemanlarından bir tanesi. Türkiye’nin tam Güneş’inin üstünde olması, Türkiye’de bir şeyleri disipline sokmak, düzene sokmak için yapılması muhtemel düzenlemeye işaret eder. Eski bilgilere göre ise Satürn-Güneş etkileşimi “Yöneticinin Sağlığının bozulması” demektir, klasik astroloji bilgilerine göre… Satürn’ü çok detaylı anlatmayacağım, çünkü yukarıda linklerde fazlası ile her şeyi yazmıştım. Fakat benim dikkatimi çeken nokta ise Satürn’ün şu an Retro olması yani geri harekette, Satürn’ün geri harekette olması güç kaybetmesi anlamına gelir, ki bu da güneş’in sembolize ettiği konularda gücün kaybolması olabilir.
Peki devamında neler olacak, bu kitlesel hareket devam ederse eğer ? Asıl önemli nokta bu, bu kadar okudunuz sonuç istiyorsunuz şimdi benden biliyorum… Öncelikle, otorite istifa etmeyecektir, göstergeler buna işaret etmiyor çünkü, baştan söylim.
Öncelikle minik adımlarla gidelim, gezi parkı harekettı ay oğlak burcundayken başladı, destekler geldi, hızlı organize olundu, halk-Otorite arasında ayırım başladı, akabinde ay kova burcuna geçiş yaptı, kova toplumsal enerjileri, kolektif bilinci, eylemi ve isyanları gösterir, hızlı bir şekilde sayılar birden arttı, insanlık için toplanıldı, adımlar atıldı, isyanlar çıkmaya başladı. Sonra dün sabah karşı ay balık burcuna geçti ve Su tankerleri ve daha fazla gaz bombası ile müdahale başladı ve balık burcu enerjisi ile insanlar hızlı bir şekilde yayılmaya başladı, Türkiye’nin 4 bir yanına dağıldı bu etkileşim. Pazar günü ise AY koç burcuna geçecek, koç ise daha sert müdahale, savaşma, gbüyük güç kullanma demektir. Ve AY koç burcuna geçtiğinde Uranüs ile etkileşime girerek az önce bahsettiğim T-Kare açı kalıbını yeniden tetikleyecek, işte kızılca kıyametin asıl kopacağı zamana işaret etmekte,iktidara karşı olan tepki çok daha sert ve güçlü bir şekilde artabiir. Pazar ve pazartesi. Ama bu sefer plastik mermiler ve gaz bombaları yerine gerçek silahlar ortaya çıkabilir, büyük kavgalar, oluşabilir bu konuda açıkçası biraz endişe ediyorum. Salı itibari ile Ay’ın boğa burcuna geçişi ile ortalık bir nebze de olsa sakinleşebilir, umutlar ve istekler dile gelir… Yalnız bu süreçte MARS-Neptün etkileşimi ile şu birkaç gün içinde ülkede internet erişim ağlarını kısıtlayabilirler de … ya da her an…
Peki bu kısa vade de olası etkilerdi, uzun vadede ise; 25 Haziran’da Jüpiter artık yengeç burcuna geçiş yapacak yani Türkiye’nin tam yükselen burcuna, Türkiye’nin önce AY akabinde yükseleni ile kontak kuracak. Tarihleri ise 25 haziran haftası ve 10 Temmuz haftası… Bu haftalar erken seçim konuşmaları yapılabilir, dile gelebilir, tarih belirlenebilir… Jüpiter, astrolojide büyük iyicil ve şans gezegeni olarak anılır. Elbette başka anlamları da mevut yasa, yargı, yürütme gibi mesela. …Jüpiter’in yengeç burcuna geçmesi ile halk yeni bir seçim için ayaklanabilir yeniden. Halkın göstergesinin üzerinden geçmesi, halkın yaralarının sarılması, iyileşmesi, halkın gücünün artması anlamına da gelir. Amma velakin Uranüs ile ve pluton ile yapacağı kontaklar özellikle 22 Ağustos haftası daha büyük olayların, tetikleyicisi konumuna da gelebilir… Artık kimse kolay kolay evde oturmayabilir, bu etkileşim depremleri de tetikleyebilir.
Bir de önümüzde ki hafta içinde MARS 4 derece ikizler burcunda gelecek, 6 -7 haziran hem ay hem mars tutulma 25 mayısta gerçekleşen tutulma derecesinde olacak ve tutulmayı tetikleyebilir. 25 mayıs yay burcunda ki tutulmadan bahsediyorum elbette; burada halk ve otorite tamamen karşı karşıya gelebilir, uzlaşma çok zor olabilir. Ve tüm iletişim araçlarına toptan ciddi düzenlemeler gelebilir.
No comments:
Post a Comment